Skip to main content

Sinemada yavaşlık çoğu zaman sabırla, hatta cesaretle ilgilidir. Günümüzde her şey hızlanırken, bazı yönetmenler hala bir karakterin suskunluğuna, yürüyüşüne ya da uzun bir bakışa odaklanmayı tercih ediyor. Bu filmler o sessizlikte büyür; sadelikle, tekrarla ve boşlukla çalışır. Çünkü bazen, hiçbir şey olmaması en büyük şeydir. İşte minimalizmin sinemadaki şiirsel 10 hali.

Ozu’nun sabit kamerası ve yerden bakan kadrajlarıyla sade ama yıkıcı bir aile hikâyesi. Yavaşlık burada bir ritim değil, bir saygı biçimi.

Bir baba, bir kız ve bir at. Günde sadece bir haşlanmış patates… Dönüp duran bir rüzgâr ve çürüyen bir dünya. Sinemanın en karanlık ve en şiirsel kıyamet senaryosu.

İki adam, çöldeki bir yürüyüşte kaybolur. Diyaloglar neredeyse yoktur. Görüntü, hareket ve zaman arasındaki ilişkiyle modern bir meditasyon.

Ozu’ya saygı duruşu niteliğinde olan bu film, tren sesleri, kalabalık sokaklar ve sessiz diyaloglarla Tokyo’da bir yalnızlık portresi çizer.

Zamanın ve mekanın lineerliğini çözen bir Tayland masalı. Ölüm, doğa, rüyalar ve reenkarnasyon arasında yavaşça süzülen bir bilinç akışı.

Kasabaya gelen dev bir balina, bir devrimci, bir sis. Uzun plan sekanslarıyla hipnotize eden bir distopya masalı. İzlemek değil, içinde olmak gerekiyor.

Bir çiftin Gürcistan dağlarında yaptığı yürüyüşte, tek bir an her şeyi değiştirir. Ve sonra sadece sessizlik kalır. Psikolojik kırılmanın beden üzerinden anlatımı.

İntiharın eşiğinde bir adam, çölün sessizliğinde bir mezar kazdıracak birini arar. Kiarostami için yolculuk kadar yavaşlık da sorulara alan açar.

Mimarlıkla ruh hali arasındaki ilişki, geometriyle anlatılır. Duygular, çizgilerle hizalanır. Kırılgan bir dostluk hikayesi.

🎬 Jeanne Dielman, 23 quai du Commerce, 1080 Bruxelles (1975, Chantal Akerman)

Gündelik rutinin bir ritüele dönüşmesi. Üç gün boyunca aynı ev işleri… Ve sonra, küçük bir sapma her şeyi bozar. Minimalizm burada politikleşir.



Bu filmler zaman istemez. Zaman verir. Sessizliğe, boşluğa ve sabra yer açar. Çünkü bazen sadece izlemek değil, beklemek de bir eylemdir.